İngilizce Konuşma Yeteneğinizi Geliştirecek 6 Tavsiye

Yok, yok bu asıl böyle olmaz. Bu fikirlerle zaten yürümez. İlk önce dilinizin İngilizce üzerinde su gibi akabileceğine inanmalısınız. Bu potansiyel, inanmayacaksınız ama, insanların %99,8'inde mevcut. İngilizce dediğiniz nedir allasen? Gelin, İngilizce speaking yeteneğinizi 6 adımda nasıl geliştirebilirsiniz görelim.
#1 Orada önce bir yavaşla dostum
Evet, evet, konuşma hızınızı düşürün. Türkçe'de usta olabilirsiniz, Ceza ya da Sagopa gibi taramalı tüfek gibi konuşarak kocanızın beyninde filler tepiştirttirebilirsiniz. Ama iş, yeni yeni alışmaya başladığınız yabancı bir dile geldiğinde konuşma hızınızın ayarına bir çeki düzen vermeniz şart. Yavaş yavaş, kelimeleri düzgünce seçerek konuştuğunuzda heyecanınızı da yenmeniz kolaylaşacak. Siz yavaşça konuşup düzgün cümleler kurdukça, beyniniz doğru gramer yapılarına da daha kolay alışacak. "Peki ne zaman hızımı arttırmalıyım," sorusuna bile cevap vermeye gerek yok. Siz hızlandığınızın farkında bile olmayacaksınız ki! Ama öncelikle kendinizi yavaş konuşmaya zorlayın. Hatta şöyle bir deney bile yapabilirsiniz: alın mikrofonunuzu, izlediğiniz bir filmin hikayesini İngilizce olarak anlatmaya çalışın; tane tane. Arada bolca pratik yaptıktan üç ay sonra aynı işlemi tekrarlayın. Ve ilk kaydınızla ikinci kaydınızı karşılaştırın. Fark sizi ŞA-ŞIR-TA-CAK! Artık yavaş ve doğru konuşmaya çabalarken bile yeterince hızlısınız. Tebrikler!
#2 Rahatlayın ve konuşmadan önce düşünün
Yine bir önceki maddeyle oldukça ilişkili. Düşünün. Ama bunu karanlıklar yutan büyük sessizliklerde yapmanıza gerek yok. Öğreneceğiniz bazı kalıp cümleler, size düşünmek için hem fırsat verecek hem de düşünüş sessizliğini yırtmanızı sağlayacak. Hemen örnek bir diyalogla bu hileyi canlandıralım.
Örnek İngilizce Diyalog |
---|
A- Why is there so much violence in the world? B- That's a good question. Let me think for a moment. A- Okay. B- Why is there so much violence? Hmm, I haven't thought about it before. A- Hmm, okay. B- Well... I suppose... A- ... B- I think it is the nature of humanity. |
Gördüğünüz gibi sorulan soruyu tekrar etmeler, bir düşüneyim demeler, muhteşem bir konuya parmak bastın diyerek karşı tarafı pohpohlamalar... Hilemizde ne ararsanız var ve bu size düşünürken kafanızın içinde cümle kurmak için oldukça iyi bir zaman tanıyacak ama bu süre içinde dahi konuşmuş olacaksınız. Tam bir "zor anlar" taktiği.
#3 Sadece kelime değil, cümle de çalışın
Hatta daha çok cümle çalışın. Kelimeleri gerçekten yürekten bir samimiyetle ezberliyor olabilirsiniz. Ama bunu cümle içinde nasıl kullanacağınızı bilmiyorsanız, çok yürekten ve samimiyetle belirtmek isteriz ki YDS gibi şıklı sınavlar haricinde hiçbir işinize yaramaz ezberinizde binlerce kelime tutmak. Sonuçta diyaloglar karşılıklı birer kelime söyleyerek inşa edilmiyor. Diyalog savaşlarında ayakta kalabilmek için kelimelerin değil, cümlelerin efendisi olmanız gerekiyor. Örneğin "to appreciate" fiilinin Türkçe karşılığını ezberlediniz. Yapmanız gereken ilk şey, içinde "appreciate" geçen bir sürü cümle kurmak.
I appreciate you not to eat ice-cream when I was out.
(Ben evde yokken dondurma yemediğin için seni takdir ediyorum.)
This is my job, you do not have to appreciate it.
(Bu benim işim, takdir etmenize gerek yok.)
İsterseniz aynanın karşısına geçip kendinize bakarak söyleyin bu cümleleri, isterseniz defterinize yazın. Bizce her ikisini de yapın. Çalıştığınız kelimelerin isim mi, fiil mi, sıfat mı ya da her neyseler, ne olduklarının farkında olun. Çünkü cümle içinde ona göre kullanacaksınız bu kelimeleri. Gidip de bir sıfatı fiilmiş gibi kullanmaya kalkarsanız doğru yapmamış olursunuz.
Kelime ve ardından "cümle içinde kelime" şeklindeki çalışmaların yanında çok spesifik cümleleri de aklınıza yazmanızda fayda olacaktır. Örneğin İngilizce'de hemen hemen herkesin aynı şekilde kullandığı kalıplar vardır. Mesela:
Well, during the day ...
In the meantime why don't we ...
It's been a long time since ...
Sorry to trouble you ... but ...
Would you mind if ...
Oh! Come on ...
I'm just kidding ...
Bu tip kalıpları da konuşmalarınızda sıklıkla kullanırsanız İngilizce'niz daha doğal olacaktır. Çünkü adamlar bunları limitsizce kullanıyor. Siz niye kullanmayasınız?
#4 Dinlemeyi öğrenin
Tamam anlıyorsunuz ama konuşamıyorsunuz. Peki ne kadar anlıyorsunuz? Karşı tarafın derdini genel hatlarıyla anlayacak kadar mı? Yoksa %100 mü?
Hadi canım, yemeyin şimdi bizi.
Konuşmak kadar dinlemek de önemli. İngilizce konuşan yerlilerin ne söylediklerini noktasına, virgülüne kadar anlamaya çalışın. Böyle anlarda odak noktanız sadece karşınızda İngilizce konuşan kişi olsun. Dinledikçe, kulaklarınızın duyduğu her şey konuşmanıza da yansıyacak. Belki çok da farkında değiliz ama beyinlerimiz bizlerden daha akıllı. Beyin dediğimiz şey, hafızaya atmadıklarımızı veya unuttuğumuzu düşündüğümüz her şeyi aslında bir yerlerde saklar ve biz farkında olmadan onları kullanır. O yüzden dinleyin. Bunun için size verebileceğimiz en bedava ve en etkili yöntem podcast dinlemek. Binlerce çeşit İngilizce podcast etrafta dolanıyor. Bunların içinde, amacı sadece İngilizce listening geliştirmek olanları da mevcut, ki bunların anlaşılması daha da kolay. İlerleyen yazılarda dinleme yeteneğinizi ve anlama kabiliyetinizi geliştirmek için hangi podcast yayınlarını dinleyebileceğiniz üzerine bir yazı yayınlamayı dahi düşünüyoruz!
#5 Soru sorma pratiği yapın
Şimdiye kadar sanki hep size soru sorulacakmış da hep siz cevap verecekmişsiniz gibi anlattık. Ama işin aslı öyle değil, siz de biliyorsunuz. Elin Amerikalısının size hesap sormasına izin vermeyeceksiniz değil mi? Bazen de siz soracaksınız, o yanıtlayacak. Sosyal iletişim böyle bir şey; çift taraflı. O yüzden soru sormaya da alışmalısınız. Yapacağınız şey, tabii ki soru kalıplarını da normal cümle çalışır gibi çalışmak. Ayrıca ne diyeceğinizi yine bilemediğiniz zamanlarda soru sorarak topu karşı tarafa atabilirsiniz.
What about you?
What do you think?
Ve hatta;
Why is there so much violence in the world?
Hadi bakalım, şimdi o düşünsün.
#6 Her türlü pratiği yapın
Çeşitli görüntülü sohbet uygulamaları ile dünyadaki birçok insanla İngilizce konuşabilirsiniz. Bu uygulamalardaki sohbetler bazen terbiyesiz yerlere gidebilir, ama never mind, bir başkasıyla yeniden deneyin!
Yazın, yazın ve yazın. İngilizce günlük tutun, içini kendi cümlelerinizle doldurun. Kısa hikayeler deneyin ya da Virginia Woolf, James Joyce gibi bilinç akışı tekniğiyle o an aklınıza gelen her şeyi dökün. Saçmalayın. İçeriği, kurguyu nasıl oluşturursanız oluşturun, ama yazın. Yazmak ve konuşmak sanki çok uzak şeylermiş gibi duruyor ama öyle değil. Unutmayın, beynimizin hünerleri aklımızın alamayacağı kadar sınırsız ve bir yoldan aldığı girdiyi başka bir yoldan çıktı olarak vermekte oldukça başarılı.
Okuyun. Çeşitli seviyelerde yayınlanan İngilizce hikaye kitapları bunun için bire bir. Üst düzey okuyucuysanız, Times dergisi okuyun. Ama okuyun!
Bu dünyada çalışmayana ekmek yok. İngilizce hiç yok. O yüzden çalışmalarınızı disiplinle sürdürün ve ileri seviyede bir yabancı diliniz olsun. İngilizce öğrenmek ve akıcı bir şekilde konuşmak çocuk oyuncağı. Çünkü konuşmak doğamızda olan bir şey ve bu durum işimizi o kadar çok kolaylaştırıyor ki resme döksek gözlerinize inanamazsınız!
İngilizce Konuşma Yeteneğinizi Geliştirecek 6 Tavsiye
Reviewed by Admin D'ingilizce
on
Temmuz 01, 2017
Rating:

Güzelinden Bir Yorum Bırakabilirsin